Kuvvet Denilen Heykele *
Münteha bir ebr-i istignaya mermer-i nâsiyen
Sormadın, yerlerde yatmış böyle kimdir inleyen
Kim midir? Hicranlı bir avaredir, aciz, sakat:
Ah bilmezsin ne müdhiştir, ne engindir fakat
Münfe'il bir yüzde bazen titreyen bir damla su
Çırpınır ka'rında arzın en muazzam ordusu
Ben ki hiç bir korku duymam haykırırken yıldırırım
Sonra bak, sessiz sedasız bir cesedden korkarım
Sûr-i satvetten çekinmem, sonra bak bilmem neden
Korkarım göğsünde bir mazi yatan viraneden.
Yer kıvılcım yakar dünyayı kabrin külü
Burc u barular yıkar naaşıyla bazen bir ölü
Titreyen bir seste bazen gizlenir bin fırtına
Bin cehennem gizlenir tek bir nigahın altına
Ses çıkarmaz canlıdır zannettiğin bin nâsıye
Bir mezarın göğsü lakin çırpınır hakkım diye?
Kal'alar, taşdan bedenler ahenin mamureler
Yıldırım yazılı heykeller çelikden çehreler
Kan saçar, medfen saçarken muttasıl etrafına
Ser-füru eyler bakarsın bir şehidin tayfna
Korkarak bak kendi tevlid ettiğin bir mateme
Bir mezarın hissi vardır bir avuç toprak deme
Bir avuç toprak ezersen bir çelik bir tunç olur
Ağlayan bir milletin siması pek korkunç olur
Midhat Cemal
* Sebilü'r-reşad'tan alınmıştır
Not : Bu şiir Osmanlıca Tarih Edebiyat grubu üyeleri tarafından çevrilmiştir.
Zafer Şık
Osmanlı Türkçesi Arşiv Uzmanı
Osmanlıca Tarih Edebiyat grubuna ulaşma linki
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.