Zafer (Şık) bey kardeşimin bir kısa latîfesinden neş'et eden bu başlık pek hoş olmuş. buradaki hikâyeler ana hatlarıyla birbirine benzeyecek eminim. öğrenme gayesi olarak; bir kısmımız; muhâfazakâr çevrede yetişmenin verdiği bir nevî görev şuuruyla hareket etme... bir kısmımız merakla... bir kısım da okulda mecburiyetten öğrenme... 'bende'niz hem görev, hem de merak tarafındayım :))
dergâhların seddiyle birlikte üç asırdan beri oturulan semtten ve el koyulan bir asırlık vakıf mülkünden, dolayısıyla dersaadet'ten çıkış.... tek parti devrinden acı hatıralar... işgal'de olsun harb sırasında olsun milli mücadele'ye tam destek verdiği hâlde ''dergâhların sedd ve bendi ile'' en büyük tokadı yiyen ama buna rağmen hiçbir vakit devlete başkaldırmayan büyükler... âsumandır kubbesi / hep ahterân âvîzesi / en ziyâ-bahşâ kanâdîli güneşle mâhtır / seddolunmakla tekâyâ, kaldırılmaz zikr-i Hak / cümle mevcûdât zâkir, cihân dergâhtır... hükmünce; ''olsun varsın, bize her yer mescid'' deyip anadolu'ya dağılan ailenin yüzlerce senelik köklerine işaret eden el yazması kitaplar, mühürler, varakalar, icâzeler... büyüklerimizin eski dostlarla seneler sonra buluşup enkâz-ı meşâyih ve tekâyâ hakkında tuttukları notlar.... sâmi efendi'den henüz 16 yaşında sülüs icâzesi almış hattat büyük büyükbaba'nın celî levhâlarına dalıp dalıp gitme.. daha gözün açıldığı ilk günden beri şâhid olunan; büyüklerin gözü gibi baktığı tekmil âsâr'a daha fazla kayıtsız kalamama.. fakat 'bende'nizin buradaki dostların hemen hemen tamamından bir fakı var ki o da yüksek maarif'te okumamış olmam. lise mezunuyum. buradaki ekseriyet gibi mektepli değil, alaylıyım yani :)) sadece mevcut altyapım ile yani harfleri tanıyor olmamla, kendi kendime, hiçbir ders almadan sadece bu kargacık burgacık belgeleri :)) çözmeye çalışırken bir baktık ki çarşıda esnafın, mahallelinin eski tapularını okur hâle gelmişiz. böyleyken böyle işte... şükürler olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.