14 Nisan 2015 Salı

Bir Kırmızı Sükut

Bu bir isyan değil, bu bir kırmızı sükûtdur; kırmızı bir sükût, can kırmızısı bir sükûtdur  bu. 
Zaten ne hakkımız var isyana ne de haddimiz. Biz muvazzaf bir memuruz bu dünyada; bir vazifemiz var ve bunun için gönderilmişiz!
Ağzı olanların konuşduğu, kalbi olanların ise susmayı tercih ettiği harman yeri burası.
Bir tebdilatın bir terhisatın mahall-i istikameti burası.
Çarh dönüyor. Saatler hep geriye sarıyor!..
Bir oyundan, bir aldatmadan ibaret bu dünya.
Habib-i zişan (sav): "Ed'dünya cifetün ve talibüha kilabün" fermanı buyurmuşdu. Yani şu dünya bir çöplükdür ve talipleri de köpeklerdir.
Belki de bu yüzden bir sükût lâzım bize. Bir kalbin dinginliği ve bir ruhun serinliği için buna ihtiyaç var. Bu süslü dünyanın cazibedarlığına aldanmadan Hazret-i Yusuf misal, nereye gideceğimizi bilerek Cenab-ı Hakka iltica etmek var.
Kur'an okurken şehid edilen yüzünde zerre mikdar tereddüt olmayan Esmalar adına bir mektup bu. 
Ama bir dilin sükûtuna mukabil cennet kapılarının âdeta sonuna kadar açıldığı bir mükâfat... Ölümün ölüm olmadığı bir dünya bu, müminler için. 
Elem yok! Korku hiç yok! 
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer şarkısı bu. Öyle idi; Allah, hile yapanların en hayırlısı.

Zafer Şık
4 eylül 2013


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.